SMA bebekleri

Bayram arifesinde ‘kelimeler oraya buraya dağıldı.’ yine. Görmezden gelinen, ihmal edilen, ancak küçük küçük yardımlarla tedaviye gidebilen, tedavisi için koca koca paralar gereken bir SMA hastası bebek daha hayatını kaybetti..ismi geçen ay Yağmur’du, bu ay Muzaffer. O kadar çoklar ki ismine yetişmek bile zor artık. İnsanlara bakıyorum doğal olarak birini gören ötekini göremiyor. Birine el…

ÖTEKİ(Manifesto gibi düşün.)

Bilirsiniz insanlara öyle bir günde küsmek olmaz. Çünkü her zaman maruz kaldığınız en kırıcı muamelenin bile birkaç kat fazlası vardır. Eveet bugün kimi linç edelim, kime ‘yalnız değilsin’ desteği gönderelim derken Fazıl Say’ın açıklamasını gördüm. Açıklamak istemiyorum diyerek içimde bastırdığım onlarca an geldi gözümün önüne.. İlkokulda başladı benim kırgınlığım, küçük başladığım için ufak tefek bir…

Selam Cânım Okur

Epeydir kendimce bir değişim ve dönüşüm mücadelesine girmiştim. Yolumu bulmak hayli zor olsa da geldiğim noktada daha dingin ve huzurlu hissediyorum. Buradaki günlüğümü ihmal ediyorum ama hayatın olağan akışı içinde bazen savrulmak bazen dönüşmek iyi geliyor. Beni hatırlıyorsan az biraz bilirsin ki yaşamın sevinci ve coşkusu da kederi ve isyanı da kabulümdür. İnsanız derim her…

Liebster Award

Selamlar Bir aydır bu yazıyı hazırlamak için vakit ve dinç bir kafayı aynı zamana denk getirmeye çalışıyorum. Öncelikle bu kadar beklettiğim için Aygun Tertemiz’den @ayguntertemizblog özür dileyerek başlamalıyım sanırım.. Liebster Award’ı biraz araştırdım, bloglar arası aday gösterilen bir hoşlukmuş aslında. “Kendini anlatmak hayatta kalmaktır.” der Pessoa. Kendimi anlatma ve ifade etme imkanı sunduğu için sizin…

Sevgili Dost

Özlemlerin kalbime giderek yük haline geldiği bugünlerde ‘yazarak susmak’ susarak anlaşılmak için geldim. Hayatıma birlikte bakabilseydik tekrar ben olmadı bu derken sen yine de oldu, güzel oldu derdin biliyorum. Ya da olmadı demek için kelimeleri de yormazdık sen beni gözümden anlardın. Son gördüğümde seni boğazımda bir düğüm kalmıştı sadece. Tek bir kelime edemediğim o günden…

Anlat Hele

“.. Kendini anlatmak hayatta kalmaktır.” diyor Pessoa. Anlatıp dökülmek bir tür enerji boşalımıdır bana göre. Fakat anlatabilmek daha büyük meziyet olsa gerek. Doğru anlatabilmek ciddi bir ferahlık sağlarken yanlış ya da hiçi anlatmak yüreğine taş oturtuyor insanın. Tam ferahlık geliyor derken”Kelimeler bazen bazı anlamlara gelmiyor.” Mesela ruhunun parçalandığını, kalbine batan kırıkları nasıl anlayabilir bir insan?…

Benden Öte

“Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” derken ne demek istedi acaba Mevlana Celaleddin Rumi. Zira bende sanki iki ayrı kişi, ikisi de çok başka dünyalarda yaşıyor gibi hissediyorum. Sizin de içinizdeki ses bu kadar yüksek oktavlı bir muhalif mi? Çoğu zaman içimdeki sesin dedikleri oluyor yazdıklarım ama bugün eve geldiğimde kızgınlık, kırgınlık…

Kim kör!?

“Aslında körlük umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktır.” der j.Saramago körlük kitabında. Büyük bir mesajı olan o distopyayı okurken üzerinde epey düşünmüş ve etkilenmiştim. Çünkü görmek küçük yaşlardan beri içimi acıtan bir konu olmuştu. Gözlüksüz uyumaktan bile korkarken kanamadan sonra optik sinire pıhtının baskısı sonucu sol görme alanımı kaybettim tamamen. Bunu anlatmaya çalışmak bile çok yorucu…

Tükeniyoruz

Tarih boyunca tüm türlerini yok etmeyi başaran ve beynini kullanıldığını iddia eden homosapiens sonunda kendini de imha etmeye karar verir. İşe en güçsüz olanlardan başlar. Bir o kadar kurnaz olan sapiens bir taraftan suni gündemler peşine taktığı gurubu onlarla oyalarken yok etme işlemi hızla devam eder. Nasılsa biricik tür biziz, en üstünüz, çok dindarız, en…

Bu bir isyandır

Bu bir isyandır..Ben artık hatıra olsun diye poz verdiğim bir fotoğraf karesinin bilmem ne sosyal medya gerecinde bilmem kimlerin malzemesi olacağımı düşünmekten yıldım..Ben artık paylaşım manyaklarından birinin eline çocuğumun ya da herhangi bir eşyamın bile geçmesini istemiyorum..Özellikle çocukların sosyal alemde hakları olduğunu umursamayan kitleden bıktım..Okumak için aldığı kitabımın fotoğrafını paylaşıp okumayıp geri vermeyi de düşünmeyenlerden…

Olur olur

insanlık tarihi elbette acılarla doluydu. Savaşlar hastalıklar kıtlık dönemleri benim aklımın erdiği birkaçı bu acıların. Sair zamanlarda bir ülkede savaş olur, çocuklar ölür, kıtlık olur, yine çocuklar ölür, bir salgın hastalık olur fakirler ölür; dünyanın geri kalanının pek umrunda olmazdı. Kısaca ateş sadece düştüğü yeri yakardı gerisi de hayatına devam ederdi. Görüp görebildiği uygarlığın hızlı…

Yaşamak/ Cahit Zarifoğlu

Neden diye sormayın hemen. Onu ben kendi kendime de açıklayabilmiş değilim henüz.Kişinin ihtiyaç duyunca aramasının binlerce çeşidi olmalı. Aradığımızın ne olduğunu biliyorsak, arayacağımız yer bellidir. Bakınırız ve onun işaretlerini tanımakta güçlük çekmeyiz. Sıkıntı kollarını göğsümde kavuşturmuş. Soluk alırken, genişleyip daralan kaburgalarım, zamanın boşuna ve nedensiz geçtiğini biliyor. Çoktandır yabancı bir cismin kalbime sürtünmekte olduğunu biliyorum….